Karahanlılar

Devlet, 840 yılında Uygur Devleti'nin,Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla Bilge Kül kadir han tarafından kurulmuştur.

Bilge Han'dan sonra devleti oğulları, Bazır Arslan Han ve Oğulçak Kadir Han yönetmişlerdir.

İslamiyeti kabul ederek ilk Müslüman Türk Devleti

Orta Asya'daki İslam temsilcimiz

Büyük Göktürk Devletinin ve Uygurların küllerinden mevcut, fakat hakimiyet kabul etmeyen topluluk.

Türk Coğrafyasında yaşayan diğer büyük ve küçük boylarda Kara Han’ın büyük kağanlığını kabul ederek Büyük Karahanlı Devletini kurdular.

Türklerin göçebelikten yerleşik hayata başlamaları döneminde ortaya çıkmış ilk Türk devletidir.

İlk kez Türk - İslam sentezini uygulayan devlettir.

Karahanlılar Devleti, Karluk, Çiğil, Yağma ve diğer Türk boylarından oluşmuştur.

893 yılında Kaşgar devletin başkenti olmuştur.

Devlet 1042 yılında hanedan içindeki kavgalar sonucunda Doğu ve Batı Karahanlı devletleri olarak ikiye bölünmüştür.

Batı Karahanlı Devleti; 1042-1212 yılları arasında hüküm sürmüş ve ilk başkenti Özkent olan devlet 1212 yılında Harzemşahlar tarafından yıkılmıştır.

Önemli merkezleri ; Balagasun, Talas ve Kaşgar ve ilk hükümdarı Tamgaç Buğra Han olan Doğu Karahanlı Devleti ise 1211 yılında yıkılmıştır.

Türkçeyi resmi dil olarak kullanmışlar, Uygur lehçesini geliştirip edebi eserler ortaya koymuşlardır: Divanı Lügait Türk, Kutadgu Bilig, Atabetül Hakayık, Divanı Hikmet.

Devlet yönetimi Göktürklerle aynıdır.

Batıyı değil Doğuyu yönetmek ayrıcalıktır.

Doğu hükümdarları Buğra; batı hükümdarları Arslan olarak adlandırılmıştır.

Kaşgarlı Mahmut İslam'ın kabulü sonrasında Karahanlılar Arap abecesini benimsemişlerdir.

Ordu iki temel birimden oluşurdu:
1. Hassa Ordusu 2. Eyalet Ordusu

Manihaizm dini Uygurları zayıf düşürmüştü.



Kül Bilge Kadir Han Dönemi
(840 – 883)

Türk Dünyasının yeni lideri
Bilge Han, ülkesini 43 yıl gibi
çok uzun bir süre başarıyla yönetti.

Ülkenin siyasi, askeri ve bölgesel teşkilatlandırmalarını Göktürkler ve Uygurlar dönemindeki gibi Türk töresine ve nizamına göre tanzim etti.

O yıllarda Çin Talas mağlubiyeti sonrası Türkistan’dan çekilmişti ve Türkler için Çin tehdidi ortadan kalkmıştı.

Samaniler, Karahanlılar için tehditti ve o da halledildi

Arslan Kara Han (Kül Bilge Han),yükselen Samani tehlikesine karşı Maveraünnehiri zapt ederek sınırlarına dahil etti

Karahanlılar Aral gölünden Gobi çölüne kadar olan geniş bir coğrafyaya hükmeder hale gelmişti.

Arslan Kara Han (Kül Bilge)
883 yılında vefat etti

Bazır Han ve Oğulçak Dönemi
(883 – 924)

Samanilerle uğraştı

Satuk Buğra Han (Abdülkerim) Dönemi
(924 – 955)

İslam'ı kabul ettikden sonra Abdülkerim adını almıştır

Satuk Buğra Han, babası Bazır Han ve amcası Oğulçak Han’ın vazifelendirerek Artuç’a Samani şehzadesi Nasr’ın yanına gönderilince İslamiyetle tanışmış, henüz 12 yaşındaken Nasr’ın tavsiyeleriyle Müslümanlığı seçmişti.

Ancak ne babası nede amcası Müslüman olmadığı için bunu 25 yaşına kadar gizlemek zorunda kalmıştır.

Zira Karahanlılar, hem Gök Tanrı inancına sıkı sıkıya bağlılardı hem de ataları Uygurlar daha önce Gök Tanrı dini yerine din değiştirerek Maniheizm’e itibar ettikleri için törelerinden kopmuş ve yıkılmışlardı.

Satuk Buğra Han’ın Nasr’ın yanında geçirdiği 13 yıl boyunca Karahanlı devleti büyümüş, doğuda ve batıda azalan dış tehditler hasebiyle de güçlenmişti.

Satuk Han’ın amacı tüm Karahanlıları İslamiyet ile tanıştırmaktı ve kuşkusuz Karahanlı Devletini Müslüman bir devlet haline getirmek niyetindeydi.

25 yaşına geldiğinde Müslüman olduğunu ilan etti ve hükümdarlığa geçmek için babası Bazır Han’ın ölümünü beklemeden harekete geçti.

Hem amcası Oğulçak Han’a hemde babası büyük kağan Bazır Han’a meydan okuyarak yönetime geçmek için sefer hazırlıklarına başladı.

Babası Bazır Han’ın yaşı ilerlemişti.

Satuk Han her halükarda Büyük Kağan olacaktı.

Bu sebeple pek çok büyük Karahanlı boyu kendisine biat ederek destek destekliyordu.

Bunun yanında Müslüman toplumlar üzerinde saygınlığı olan Nasr’ın Satuk han’a destek vermesiyle de pek çok Karahanlı olmayan Müslüman boylar Satuk Han’ın yanında yer aldı.

Satuk Han, amcası Oğulçak Han’ın ve babası Bazır Han'ın ordularını mağlup etti (bu savaşlarda amcası ve babası öldü)

Tek başına Karahanlı hükümdarlığına geçti “Satuk Buğra” ünvanını aldı İsyan eden Oğuzlar'ıda hakimiyeti altına aldı.

Satuk Buğra ,ülkesini İslam ahlakı ve kurallarına göre yeniden şekillendirdi.

Karahanlıların Müslüman bir ülke olduğunu ilan ederek İslamiyeti ülkenin resmi dini haline getirdi.

Satuk Buğra Han, 31 yıllık hakimiyet döneminde halka hiçbir zorlama yapmadan, mecbur koşmadan İslamı kabul etmeye davet etti.

Kitleler halinde İslamiyete geçişler başladı.

Satuk Buğra Han’ın Müslüman olmasıyla Samaniler ve Emevilerle iyi ilişkiler içerisine girildi.

955 yılında hayata gözlerini yumdu.

Satuk Hanın vefatından sonra töre gereği ülke yönetimine büyük oğlu Musa Beytaş geçti.

Karahanlıların Yükselişi ve İslamiyetin Yayılışı
(955 – 998)

Satuk Buğra Hanın dönemi hem Türk Tarihi hem İslam Tarihi için önemli bir kilometre taşı kabul edilen altın yıllardı.

Oğlu Musa Beytaş’ın 958'de ölümü üzerine yerine kardeşi Süleyman Arslan Han geçti.

Süleyman Arslan Han’da İslamiyet için çok çalıştı ,Müslüman nüfus hızla arttı.

Karahanlılar Devleti ve Milletiyle tam anlamıyla Müslüman bir ülke haline geldi.

Süleyman Arslan Han’ın vefatı ile yerine ağabeyi Musa Beytaş’ın büyük oğlu Ahmet Togan Han devri başladı

Ahmet Togan Han Dönemi
(998 – 1015)

Türk Töresi gereği Ahmet Togan Han büyük kağan olarak ülkenin Doğusuna, Kardeşi İlek Nasr’da ortak kağan olarak Batısına yerleşerek bu bölgelerin idaresini üstlendiler.

İlek Nasr, Samani devletini yıkarak Maveraünnehir’i Karahanlı topraklarına dahil etti (999).

Karahanlılar gibi Türk ve Müslüman olan Gazne Devleti bu tarihlerde en parlak yıllarını yaşıyordu.

Gazne Devletinin başında Gazneli Mahmut bulunuyordu

Sınırdaş Gazne Devletiyle anlaşma yapılmıştı ancak savaşçı ve mücadeleci bir kişiliğe sahip olan İlek Nasr bununla yetinmeyerek Horasan bölgesini sınırlarına dahil etmek istiyordu.

Karahanlı – Gazne barışı sadece 7 yıl sürdü.

Tarihe Belh Savaşı olarak geçen meydan muharebesinde Karahanlı ve Gazneli orduları büyük bir mücadeleye giriştiler.

Gazneli Mahmut, Karahanlı ordusuna
karşı galip geldi.

Belh yenilgisi Karahanlı aileleri arasında mücadele ve anlaşmazlıklara sebep oldu.

Büyük Han Ahmet Togan, kardeşi İlek Nasr’ı bu ağır yenilgi sebebiyle itham edince İlek Nasr, ağabeyi büyük han Ahmet Togan’a meydan okudu.

İlek Nasr (1013) yılında vefat etti.

Ahmet Togan Han, Nasr’ın ölümü üzerine diğer kardeşi Yusuf Kadir Han’ı ortak kağan yaptı ancak kardeşi Yusuf Kadir Han’la birlikte ülkeyi 2 yıl yönetebildi.

Daha sonra diğer kardeşi Mensur Arslan Han ülke yönetimine el koyduğunu açıkladı ve kendisini Büyük Kağan ilan etti.

Anlaşmazlık Karahanlılar için bir karmaşaya dönüşmeye başladı.

Mensur Arslan Han Dönemi (1015 – 1024)

Küçük kardeş Ali Tigin’de başkaldırdı

Kardeşler Ahmet Togan, Yusuf Kadir Han ve Ali Tigin Mensur Arslan Han’a karşı birleştiler.

Mensur Arslan Han, Ali Tigini hapse attı.

 Ahmet Togan Han halen ülkenin Doğusunda söz sahibiydi.Kısa süre sonra Ahmet Togan Han vefat etti.

Yusuf Kadir Han ortak kağandı ve Mensur Arslan Han ile anlaşamıyordu.

Mensur Arslan Han baskılar üzerine kendi rızasıyla Büyük Kağanlıktan vazgeçerek ülkenin idaresini ortak kağan olan kardeşi Yusuf Kadir Han’a bıraktı (1024).

Bu barışın ardından hapiste tutulan Ali Tigin’de özgürlüğüne kavuşmuş oldu.

Yusuf Kadir Han Dönemi
(1024 – 1032)

Yusuf Kadir Han tartışmasız olarak Büyük Kağan olmuştu ve ülke yönetimini eline almıştı ancak, bu kez 7 yıl hapiste kalan ve serbest kalan Ali Tigin büyük kağan olmak istiyordu.

Ahmet Tigin’de kendi kuvvetleriyle Balasagun, Hocent, Ahsikas, Fergana ve Özkent’e ele geçirdi (1025).

 Ahmet ve Selçuklulardan destek alan Ali Tiginin ayaklanması Yusuf Kadir Han’ı zor durumda bıraktı.

 Ahmet Han kendisini büyük kağan, Ali Tigini’de ortak kağan ilan etti.

2 yıl boyunca kanlı mücadelelerle devam etti.

Yusuf Kadir Han, Ahmet – Ali Tiginlerin işbirliği ve Selçukluların desteği karşısında yalnızdı.

Gazne Hükümdarı Mahmut’dan yardım istedi.

Gazneli Mahmut, Ali Tigin’in destekçisi Selçuklu hükümdarı Arslan Bey’i siyasi bir hile ile Kalincar kalesine hapsettirdi.

Ahmet Tigin, hükümdarlık mücadelesinden çekildi.

Ali Tiginse Semerkand ve Buharayı kaybettikten sonra kontrolündeki tek bölge olan Maveraünnehire yerleşerek burada “Tavgaç Buğra Han” ünvanıyla Tavgaç Devletini ilan etti.

Yusuf Kadir Han’ın destekçisi Gazneli Mahmut 1030 yılında vefat etti.

Yusuf Kadir Han’da 1032 de vefat edince yerine oğulları Süleyman Han büyük kağan olarak, Muhammed Han’da yardımcı kağan olarak ülke yönetimine geçecekti.

Bu fırsatı değerlendiren Ali Tigin, kendisini Karahanlıların Büyük Kağanı ilan etti ve Süleyman Han’a başkaldırdı.

Sonunda Ali Tigin,bazı çapulcular
tarafından öldürüldü (1034)

Karahanlıların Bölünmesi

Bu kez Ali Tigin’in büyük oğlu Yusuf Tigin kendisini büyük kağan ilan etti.

Kardeş mücadeleleri 8 yıl boyunca şiddetlenerek devam etti.

En son Süleyman Han Balasagun’u başkent yaparak Doğu Karahanlıların, Süleyman Han muhalifleri de Muhammed Hanı başa getirerek Özkenti başkent yapıp Batı Karahanlıların başına geçtiler.

Böylece Karahanlılar 1042 yılında fiilen bölünerek iki ayrı devlet haline geldiler.



1-Kurucu : Kül Bilge Kadir Han
(840 – 883)

2-Bazır Han ve Oğulçak Dönemi
(883 – 924) (Bilge'nin oğulları)

3-Satuk Buğra Han (Abdülkerim) Dönemi (924 – 955) (Bazır'ın oğlu)

4-Musa Beytaş Dönemi
(955-958) (Satuk'un oğlu)

5-Süleyman Arslan Han Dönemi
(958-970 ) (Satuk'un diğer oğlu)

6-Nasr Bin Ali Arslan Kara Tonga Han (970-998) (Musa Baytaş'ın oğlu)

7-I.Ahmet Togan Han Dönemi
(998 – 1015) (Musa Baytaş'ın büyük oğlu)

8-Mansur Arslan Han Dönemi
(1015 - 1024) (I. Ahmed 'in kardeşi)

9-Yusuf Kadir Han Dönemi
(1024 – 1032)
II. Ahmed Togan Han (Mansur'un kardeşi)
(1024 - 1026)

Hükümdarlık bu dönemde batı ve doğu olarak ikiye bölünmüştür.

10- Süleyman Han Dönemi
(1032 - 1060) Balasagun’u başkent yaparak Doğu Karahanlıların,

10- I. Muhammed Han
(1042 - 1052) Özkent'i başkent yaparak Batı Karahanlıların başına geçti


Doğu Karahanlı Devleti (1042-1211)

Doğu Karahanlı Devleti'nin sınırları Kaşgar, Fergana, Balkaş gölü civarına kadar uzanmaktaydı.

Devletin merkezi zaman zaman Balasagun, Talas ve Kaşgar şehirleri olmuştur.

Doğu Karahanlı Devleti'nin ilk hükümdarı sayılan Tamgaç Buğra Han âdil ve dindar bir kişi olarak tanınmaktaydı.

Yusuf Has Hacib'in yazdığı Kutadgu Bilig bu hükümdara sunulmuştur.

Doğu Karahanlı Devleti 1090 yılında Selçuklulara bağlandı.

Devlet 1133 yılında Moğol asıllı Karahıtayların hâkimiyetine girdi.

Bu durum 1211'e kadar devam etti.

Bölgenin tamamı Cengiz Han tarafından istilâ edildi.


Batı Karahanlı Devleti (1042-1212)

Batı Karahanlıların sınırları batıda Aral gölünden doğuda Çimkent ve Özkent'e kadar uzanmaktaydı.

Devletin başkenti önceleri Özkent idi.

Daha sonra Semerkant ve Buhara devletin merkezleri olmuştur.

İlk hükümdarları Ahmet Arslan Han idi.

Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah bir Karahanlı prensesi ile evlenerek iki devlet arasında akrabalık kurdu ve böylece Karahanlıları kendisine bağladı (1089).

Selçukluların Katavan Savaşı'nda yenilmesiyle beraber Batı Karahanlılar da Karahitay hâkimiyetine girmişti (1141). Harezmşahlar bölgedeki Moğol hâkimiyetine son vermiş, son Karahanlı hükümdarı Osman Han'ı da ortadan kaldırarak, bu devleti yıkmışlardır (1212).



Türk Kültüründe her yön bir renk ile tasvir edilirdi. KARA Kuzey, KIZIL Güney, GÖK Doğu, AK Batı olarak anılırdı.




Türk – İslam eserleri, ilk olarak Karahanlılardan çıkmıştır.

Kutdagu Bilig: Yusuf Has Hacib tarafından yazılmıştır. Anlamı mutluluk veren bilgidir. Bir siyasetname özelliği taşıyan Kutadgu Bilig, ülke yönetimi ile ilgili bilgiler vermektedir.

Divan-ı Lügat-it Türk: Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazılan Divan-i Lügat-it Türk, ansiklopedik bir Türk dili sözlüğüdür. ilk Türk islam devletleri açısından önemli bir eser olan Divan-ı Lügat-it Türk, Karahanlıların Türk diline bağlılığını ispatlamaktadır.

Atabetül Hakayık: Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır. Anlamı hakikatlerin eşiğidir. Atabetül Hakayık, dini öğütler vermektedir ve bu öğütler genelde kıssadan hisse tarzındadır.

Divan-ı Hikmet: Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır. Divan-ı Hikmet Türk tasavvuf edebiyatının ilk örneğini teşkil etmektedir.












 
 
 
Bugün 40 ziyaretçi (81 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol